Likidite nedir? Bu kavram Türkçe’ye “Liquid” olmak kalıbıyla İngilizceden gelen “sıvı olmak, akışkan hale gelmek, yok olmak” anlamına gelen mecazi bir tabirdir. Kripto para borsasında herhangi bir Coin’in yani paranın mecaz anlamda ortadan kaybolmasıyla “Sıvı hale geldi. Yok oldu.” anlamlarına getirilerek Trader adı verilen borsa uzmanları tarafından kullanılmaktadır/kullanılan bir tabirdir.
Likidite Nedir?
Likidite kavramını iki farklı şekilde ele almanın daha mantıklı olacağını düşünüyoruz. Şahsi ve şirket olarak likit kavramlarını incelemek gerekir. Borsada Şahsi likit kavramı; kişinin elinde bulundurduğu varlıkların, ortadan kaybolması yok olması anlamına gelir.
Tabii ki bu konu bu kadar basit ya da kolay anlaşılabilecek bir durum değildir. Likidite ne demek? sorusuna kısa cevap: Borsada işlem yapılan bir paranın yanlış tahmin ya da işlem sonucu tamamen kaybedilmesi anlamına gelir. Peki bu süreç nasıl ilerler? Bu durumdan kurtulmanın bir çözümü var mı? Dilerseniz gelin içeriğimizin detaylarına göz atalım.
Şirket Likiditesi Nedir?
Şirket likiditesine bakıldığı zaman ise; hisse senetleri ve benzeri varlıkların, nakde çevrilme hızlarının belirlenmesi, şirketin varlıklarını ne kadar zaman içerisinde nakde çevirebileceğinin hesaplanması gerekir. İşletmeler ve şirketler için geçerli olan likit durumu, şahıslara nazaran oldukça zor hesaplanmaktadır.Likit nedir sorusunu şirketlerin bazında ele alacak olursak;
- Hisse senetlerinin pazarlanabilir olup olmadığı,
- Tahvillerin pazarlanabilir olup olmadığı,
- Şirketlerin genel varlıklarının, ne kadar hızlı nakde çevrilebileceği,
Gibi kavramlara dikkat etmemiz gerekir.
Yatırımcılar açısından likidite oldukça önemlidir. Kaliteli bir yatırımcı, yatırımını yapmadan önce, piyasanın likidite durumunu ve potansiyel kazancı oldukça iyi bir şekilde hesaplayabilen yatırımcıdır. Likidite oranı yüksek olan varlıkların yatırım riskleri, diğerlerine nazaran daha düşüktür. Bu sebeple, yatırımcılar, kendilerine güvenli bir yatırım kolu aradıkları zaman, likidite oranı yüksek olan yerlere yönelmektedirler.
Likidite olmak özelliğine sahip olan varlıklar, yatırımcıların kar etme oranlarını da pek tabii artırmaktadır. Hal böyle olunca, düşük riskli yatırım yapmak ve kar etmek isteyen çoğu yatırımcı, likidite özelliğe sahip olan kanallara yönelmektedir.
Kullanıcıların haricinde, borsalarda da likidite kavramı oldukça büyük önem taşımaktadır. Borsalarda, likidite oranı yüksek olan varlıkların bulunması, kullanıcılara büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Bu kolaylıkların başında, kullanıcının ani karar değişikliğine gitmesine olanak tanımak, olgusu yer alır.
Likidite oranı yüksek olan bir borsada yatırım yapan kullanıcı, aniden karar değişikliği verse bile, zarar etmeden durum içerisinden kolaylıkla çıkabilecektir.
Likid olmak kullanıcıya güven hissinin yanı sıra, kontrolü elinde tutma hissini de vermektedir. Güven ve kontrol hislerinin bir arada bulunması, yatırımcının borsada daha fazla işlem yapmasına olanak tanıyacaktır.
Yatırımlar yapılacağı zaman, likidite varlıklara dikkat edilmeli ve likidite varlıklara yönelmek daha doğru bir tercih olacaktır. Yapılacak işlemler öncesinde, yatırım ciddi manada araştırılmalı ve en doğru tercih ile yatırım yapılmalıdır.
Likidite Neyi Ölçer?
Likidite, bir varlığı nakde çevirmenin ne kadar kolay olduğunun bir ölçüsüdür. Ne kadar yüksek olursa, varlığı satmak o kadar kolay olur. İşletmeler için likidite önemlidir çünkü faturaları ödemek ve diğer masrafları karşılamak için varlıkları hızla nakde çevirebilmeleri gerekir.
Likiditeyi etkileyebilecek çeşitli faktörler vardır. En önemli faktör alıcıların mevcudiyetidir. Varlığı satın almak isteyen çok sayıda insan varsa, likidite yüksek olacaktır. Çok fazla alıcı yoksa, likidite düşük olacaktır.
Likiditeyi etkileyebilecek diğer faktörler arasında varlığın fiyatı, varlığın mülkiyetinin ne kadar kolay devredildiği ve işlemin ne kadar hızlı gerçekleşebileceği yer alır.
Likidite Nedir? Kripto Para Borsalarında Ne Anlama Gelir?
Kullanıcı sayısı, işlem hacmi ve işlem yoğunluğu gibi tabirler, kripto paralar ile ilgileniyorsanız, sizlere çok da uzak değildir. Likidite olmak terimi ve likiditenin kripto para piyasalarında sık kullanılan bir terim olması, bu terimlerden yola çıkarak oluşan bir sonuçtur.
Bir coinin, günlük hacmi ne kadar yüksek olursa o coinin, likit coin olma oranı yükselir. Likidite olmak terimi, işlemlerin hızlı yapılabildiği ve neredeyse hiç fark olmadan sanal varlıkların, fiat paralara dönüştüğünü göstermektedir.
Örnek olarak; bir X coinini, 250 TL karşılığında almış olun. X coinini satarken, hızlı biçimde 250 TL’ye geri satabiliyorsanız, bu o coinin likidite oranın yüksek olduğunu gösterir. Bu da coine yatırım yapacak kişilere, o coinin güvenilir bir yatırım olduğunu da ispatlamaktadır.
Likidite oranı oldukça kötü veya düşük seviyelerde olan bir diğer örneğe bakılacak olursa; 250 liraya alınan bir x coini, hızlı bir biçimde elden çıkarılmaya çalışıldığı zaman 200 liraya ancak alıcı bulacaktır. Pek tabii bu yalnızca bir örnek, rakamlar farklı koşullara göre farklılık da gösterebilir. Likidite olmak ya da bu özelliğe sahip olmak, bir coin için oldukça önemlidir.
Likidite Riskini Doğuran Nedenler Nelerdir?
Likidite riski, işletmenin hem içinde hem de dışında bir dizi faktörden kaynaklanabilmekte. İç faktörler, bir şirketin faaliyetlerinden nakit akışı sağlayamamasıdır. Yüksek borç seviyelerini veya düşük kredi notunu içerebilmekte. Dış faktörler, faiz oranlarındaki, genel ekonomideki veya finansal piyasalardaki değişiklikleri içerebilmekte.
Likidite riskinin ana nedenlerinden biri, bir şirketin faaliyetlerinden nakit akışı yaratamamasıdır. Bunun nedeni satış eksikliği veya maliyetleri kontrol edememe olabilmekte. Borç seviyesi yüksek olan bir şirket, nakit akışının azalması durumunda borçlarını ödemekte zorlanabileceğinden, likidite sorunu yaşama riski altındadır. Bir şirketin kredi notu da likiditesini etkileyebilmekte. Çünkü borç verenler riskli görülen işletmelere borç vermeye daha az istekli olabilmekte.
Likiditenin Şirket Performansına Etkisi
Likidite, bir şirketin kısa vadeli borçlarını ödemek için nakit varlıklarını kullanabilme yeteneğidir. Bu nedenle, likiditenin yüksek olması, bir şirketin finansal açıdan sağlam olduğu anlamına gelir. Bununla birlikte, likiditenin şirket performansına etkisi sadece bu kadarla sınırlı değildir.
Likiditenin yüksek olması, bir şirketin yatırım yapma yeteneğini de artırabilir. Yüksek likidite, şirketin yeni projeler için finansman sağlama kapasitesini artırabilir ve aynı zamanda şirketin maliyetlerini düşürerek daha iyi bir kredi riski profili oluşturabilir.
Ancak, aşırı likidite de bazı olumsuz etkilere neden olabilir. Örneğin, şirketin nakit varlıklarının fazlalığı, düşük getiri oranlarına neden olabilir ve bu da şirketin uzun vadede büyüme potansiyelini azaltabilir. Ayrıca, yüksek likidite, yöneticilerin risk almaktan kaçınmasına neden olabilir, bu da şirketin yenilik yapma veya büyüme fırsatlarını kaçırmasına neden olabilir.
Likiditenin İşletme Yönetimindeki Rolü
Likiditenin işletme yönetimindeki rolü oldukça önemlidir. Likidite, bir işletmenin ödemelerini yapabilme yeteneğiyle ilgilidir. İşletmelerin likidite sorunu yaşaması, faaliyetlerinin devamını engelleyebilir ve hatta iflasa kadar götürebilir.
İşletmelerin likiditeyi yönetebilmesi için öncelikle likidite oranlarını hesaplamaları gerekir. Likidite oranları, işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme yeteneğiyle ilgilidir. Bunlar arasında akım oranı, hızlı oran ve nakit oranı gibi oranlar yer alır. Bu oranlar, işletmenin likiditesinin ne kadar sağlıklı olduğunu gösterir.
İşletmelerin likidite sorunu yaşamaması için, nakit akışlarını dikkatli bir şekilde yönetmeleri gerekir. Nakit akışı, işletmenin nakit girişlerini ve çıkışlarını ifade eder. İşletmelerin nakit akışı yönetiminde başarılı olması, likidite sorunlarını minimize edebilir.
İşletmeler ayrıca, ticari kredileri ve borçlanma gibi finansman seçeneklerini kullanarak likidite sorunlarına çözüm bulabilirler. Ancak bu tür finansman seçeneklerinin de doğru şekilde yönetilmesi ve geri ödeme planlarının oluşturulması gereklidir. Aksi takdirde, işletmeler daha fazla borçlanarak likidite sorunlarını daha da kötüleştirebilirler.
Likiditenin Finansal Krizlerdeki Önemi
Likitidenin finansal krizlerdeki önemi son yıllarda giderek artan bir şekilde tartışılmaktadır. Likidite, bir varlığın kolaylıkla nakde çevrilebilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Bu nedenle, likidite finansal piyasaların temel taşıdır ve piyasadaki işlemlerin düzgün bir şekilde yapılmasını sağlar. Finansal krizlerde ise, piyasalardaki likidite kısıtlanabilir ve bu durum finansal sistemde birçok soruna neden olabilir.
Bir finansal krizde, yatırımcıların güveni sarsılır ve piyasadaki likidite azalır. Yatırımcılar, risklerini azaltmak için ellerindeki varlıkları nakde çevirmek isteyebilirler ve bu durum piyasadaki likiditeyi daha da kısıtlayabilir. Bu durumda, piyasaların işleyişi aksayabilir ve piyasadaki varlık fiyatları ciddi şekilde düşebilir. Bu durumda, yatırımcılar ellerindeki varlıkları satamayabilir veya satabilse bile fiyatlar düştüğü için büyük kayıplar yaşayabilirler.
Bir finansal krizde likiditenin önemi, finansal sistemin çökmesini engellemeye yardımcı olur. Eğer yeterli miktarda likidite sağlanamazsa, bankaların batması veya iflas etmesi gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durumda, hükümetler veya merkez bankaları müdahale ederek piyasalara likidite sağlamalıdırlar. Ancak bu müdahaleler, bazen istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Örneğin, aşırı likidite sağlamak enflasyona neden olabilir.
Finansal krizlerde likiditenin önemi, yatırımcıların panik satışlarından korunmalarına yardımcı olur. Panik satışları, yatırımcıların ellerindeki varlıkları bir an önce satmaya çalışmasıdır. Bu durumda, piyasalardaki likidite hızla azalır ve fiyatlar daha da düşer. Ancak yeterli miktarda likidite sağlanırsa, panik satışları önlenir ve piyasaların işleyişi normal seyrinde devam eder.
Likidite Sorunlarına Karşı Alınabilecek Önlemler
Likitide, bir şirketin nakit akışında meydana gelen bir sorun nedeniyle nakit paraya erişememesi durumudur. Bu, şirketin finansal sağlığına zarar verebilir ve hatta iflasına neden olabilir. Bu nedenle, likidite sorunlarına karşı alınabilecek önlemler oldukça önemlidir. İçeriğimizin bu bölümünden sonra, likidite sorunlarına karşı alınabilecek önlemleri ele alacağız.
- Finansal Planlama: Şirketlerin likidite sorunlarına karşı alabileceği en önemli önlemlerden biri finansal planlama yapmaktır. Bu planlama, şirketin nakit akışını önceden belirlemesine ve nakit akışı sorunlarına karşı hazırlıklı olmasına yardımcı olur. Şirketler, gelirlerinin ve giderlerinin önceden tahmin edilmesiyle, nakit akışını önceden planlayarak, ödemelerini planlama yaparak önceden yapabilir ve zamanında ödeme yaparak nakit sorunlarını önleyebilirler.
- Düzenli Nakit Akışı: Düzenli bir nakit akışı, likidite sorunlarını önlemek için kritik önem taşır. Şirketlerin, nakit akışını düzenli bir şekilde yönetmeleri ve kaynaklarını doğru şekilde kullanmaları gerekir. Şirketlerin, gelirlerini ve giderlerini kontrol ederek, ödeme sürelerini takip ederek ve nakit akışını dengede tutarak düzenli nakit akışı sağlamaları gerekir.
- Nakit Yönetimi: Şirketlerin, nakit yönetimi konusunda hassas olmaları gerekir. Şirketlerin, nakit akışı sorunlarına karşı hazırlıklı olmaları ve nakit rezervleri tutmaları gerekmektedir. Şirketlerin, gerektiğinde kredi ve diğer finansal araçları kullanarak nakit akışlarını yönetmeleri gerekir.
- Stok Yönetimi: Şirketlerin stok yönetimi konusunda da dikkatli olmaları gerekir. Stoklar, şirketlerin likiditesini etkileyebilir. Fazla stok tutmak, nakit akışı sorunlarına neden olabilir. Aynı şekilde, stok seviyelerinin düşük olması da, müşteri taleplerine cevap verememe riski yaratabilir. Bu nedenle, şirketlerin stoklarını doğru şekilde yönetmeleri gerekir.
- Borç Yönetimi: Şirketlerin borç yönetiminde de dikkatli olmaları gerekir. Fazla borç almak, şirketin nakit akışını olumsuz etkileyebilir.
Likidite Neden Önemli?
Likidite, bir varlığın ne kadar kolay nakde dönüştürülebileceğinin bir ölçüsüdür. Bir şirketin varlıklarının likiditesi önemlidir çünkü şirketin kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirme kabiliyetini gösterir. Düşük likiditeye sahip bir şirket, yükümlülüklerini yerine getirmek için varlıklarını indirimli satmaya veya yüksek faiz oranından borç almaya zorlanabilmekte.
Bir şirketin likiditesi yatırımcılar için de önemlidir. Yatırımcılar, gerektiğinde yatırımlarını hızlı bir şekilde geri çekebilmek için nakde kolay erişimi olan şirketlere yatırım yapmak isterler. Düşük likiditeye sahip şirketler daha riskli yatırımlar olarak görülüyor ve hızlı bir şekilde para toplamaları gerekiyorsa yatırımcılara geri ödeme yapamayabilirler.
Likidite Oranları ve Hesaplamaları
Likidite oranları, bir şirketin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme kabiliyetini ölçmek için kullanılan finansal oranlardır. Bu oranlar, bir şirketin nakit ve nakde çevrilebilir varlıklarının borçlarına oranını hesaplayarak şirketin likidite durumunu ölçer.
İşletme sahipleri, finans yöneticileri ve yatırımcılar, likidite oranlarına bakarak şirketin ödeme gücünü ve finansal sağlığını değerlendirebilirler. En yaygın kullanılan likidite oranları şunlardır:
- Likidite Oranı (Current Ratio): Şirketin kısa vadeli varlıklarının, kısa vadeli borçlarına oranını ifade eder. Formülü şöyledir: Current Ratio = Kısa Vadeli Varlıklar / Kısa Vadeli Borçlar Bu oranın 2 veya daha yüksek olması arzu edilir. Ancak, bu oranın çok yüksek olması da şirketin kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmadığına işaret edebilir.
- Hızlı Likidite Oranı (Quick Ratio): Şirketin nakit, menkul kıymetler ve alacaklarını, kısa vadeli borçlarına oranını ifade eder. Formülü şöyledir: Quick Ratio = (Nakit + Menkul Kıymetler + Alacaklar) / Kısa Vadeli BorçlarBu oranın 1 veya daha yüksek olması arzu edilir. Ancak, bu oranın düşük olması, şirketin ödeme yapmak için yeterli nakit ve nakde çevrilebilir varlıklara sahip olmadığını gösterir. Nakit Oranı (Cash Ratio): Şirketin nakit ve nakde çevrilebilir varlıklarını, kısa vadeli borçlarına oranını ifade eder. Formülü şöyledir:Cash Ratio = Nakit + Nakde Çevrilebilir Varlıklar / Kısa Vadeli BorçlarBu oranın 0.5 veya daha yüksek olması arzu edilir. Bu oranın düşük olması, şirketin nakit akışı sorunları yaşadığını veya likidite sıkıntısı çektiğini gösterir.
- İşletme Sermayesi Oranı (Operating Cash Flow Ratio): Şirketin işletme faaliyetlerinden elde ettiği nakit akışını, kısa vadeli borçlarına oranını ifade eder. Formülü şöyledir:
- Operating Cash Flow Ratio = İşletme Faaliyetlerinden Elde Edilen Nakit Akışı / Kısa Vadeli Borçlar
Liq Olmak Ne Demek?
Liq olmak, belki de bir kripto para yatırımcısının yaşayabileceği en kötü durumlar arasında yer almaktadır. Yatırımcının yapmış olduğu kaldıraçlı işlemler ve benzeri yüksek risk gerektiren işlemler sonrasındadır. Yani sermayesini kaybetmesinin ardından “liq olmak” terimi kullanılır. Yani, “liq oldum” diyen biri, oldukça büyük zarar ile yaptığı işlemden ayrılacağını belirtmektedir.
Genel olarak kaldıraçlı veya margin işlemler sonrasında, liq olmak durumu ile sık sık karşılaşılmaktadır. Bunun sebebi, kaldıraçlı işlemlerin veya margin işlemlerinin yüksek risk oranına sahip olmasıdır.
Liq ne demek kripto piyasalarında, diğer piyasalara nazaran daha sık sorulan bir sorudur. Çünkü, kripto para piyasaları, ani iniş ve ani çıkış grafiklerine girmeye, diğer piyasalara nazaran daha meyillidir.
Likiditenin aksine kullanılan “liq olmak” terimi ile karşılaşmamak adına, her yatırımcının alabileceği bazı önlemler bulunmaktadır. Bu önlemler ise:
- Yetkin olmayan kişilerden, yatırım tavsiyesi alınmamalıdır.
- Risk oranı yüksek olan kaldıraç ve benzeri işlemlerden, olabildiğince uzak durulmalıdır.
- Mantıklı ve detaylı analiz yaptıktan sonra, en doğru karar verilmeli ve yatırım bu karara göre gerçekleştirilmelidir.
- Hakkında çok fazla bilgi olmayan yeni projeler, olabildiğince fazla araştırılmalıdır.
Bu tarz durumları yaşamak istemiyorsanız, kendinizi kripto para piyasaları konusunda güncel tutmalısınız. Kendinizi güncel tutmak istiyorsanız, sitemizde yer alan diğer içeriklere de göz gezdirebilirsiniz.
Aynı zamanda içeriklerimizi video olarak takip etmek isterseniz Kripto101 Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz.
Bu post hakkında tartışma